İki Sergi Bir Bilanço: Kent ve Kadın
Fırat ARAPOĞLU
Kent yaşamı, soylulaştırma projeleri, yıkım gibi konular güncel sanatın son yıllarda sıklıkla ele aldığı konuların başında geliyor; ki bazen imge doygunluğu yarattıkları bile söylenebilir. Öte yandan kadın kimliği ve/veya erkek-egemen bakışın eleştirisi de farklı bir kanal olarak yine sanatta içerik olarak kullanılmaya devam etmekte. Kente dair bütüncül mecralardan parçalı enstalasyonlara, manzaralardan dokümanter içeriklere kadar değişen kent sunumları ve kadın kimliğinin grafiti ve karikatür estetiğine dayalı olarak sunumu noktasında son dönemde açılan iki sergi dikkatleri çekiyor.
Farklı Bir Proje Olarak Yumuşak Şehir
Jonathan Raban’ın “Yumuşak Şehir” konsepti üzerinden hareket eden Nihan Çetinkaya’nın küratörlüğünü üstlendiği Alanistanbul’daki “Yumuşak Şehir” sergisi, 21 sanatçının katılımıyla çok-sesli ve çok-mekanlı bir platformda kurgulanan bir etkinlik olarak nefes aldıran bir yapıya sahip.
Sergi, kentin ulus-devlet söylemleri içerisinde bir tektipleştirme mekanı olarak değil de, merkezsizleşmenin, her tür etnik, dinsel, dilsel ya da cinsiyetsel farklılığın yaşamda yer alması ile kodların değiştiği bir yapının izdüşümlerini görünür kılmakta. Projenin kapalı ve açık alan olarak ikili sunumunun, kent yaşamının sanatın içerisine dahil edilerek sanat – hayat arasındaki çizginin flulaştırılması açısından oldukça etkili bir yöntemi kullandığı tespit edilebilir. Yeşim Akdeniz Graf’ın çalışmasının Tophane’de Depo’nun karşısındaki kahvede konumlandırılması, Sevil Tunaboylu’nun Tatar Beyi Caddesi üzerindeki sadece ön cephesi ayakta kalan bir binanın altı adet pencere boşluğuna yerleştirdiği eller ve ayaklar, yaşama inen ya da diğer bir deyişle giren sanat sunumları olarak projede dikkat çeken işler arasında.
Alanistanbul’da yer alan sergide dikkat çeken çalışmalar arasındaysa Nalan Yırtmaç’ın soylulaştırma projeleri kapsamında kent merkezinden merkez-dışı alanlara sürülmek istenen halkın yaşayacağı binalar üzerinden yaptığı toplumsal ayrış(tır)ma politikalarının eleştirisi, Pınar Öğrenci’nin Galata ve Boğazkesen Caddesi’ndeki dükkanların kartvizitlerinden oluşturduğu çalışmaları – ki Galata’ya ait olan kartvizitler kulenin formu verilerek oluşturulmuş durumda -, Neriman Polat’ın Manzara Perspectives’in galeri mekanına kurduğu Özdönüşüm Emlak yerleştirmesi. Neriman Polat’ın kurduğu emlakçıya fiyat sormaya gelenlerin olması, akıllara Vahit Tuna’nın Depo’daki kişisel sergisinde mekanın dış duvarına astığı SATILIK yazısına binaen binaya talip olanları getiriyor.
Projenin sergi katalogu başlı başına bir mecra olarak ayrı bir sergi biçiminde tasarlanıyor. Sanatçıların her birinin kendi sayfa tasarımlarını yapacakları katalogda ayrıca kent ve mimari üzerine alanında uzman isimlerin yazılarının yer alacağını da hatırlatalım. Yumuşak Şehir 18 Haziran’a kadar Alanistanbul’da ve projenin diğer alanlarında izlenebilir (0212 2920414).
Tuğba Sönmez’den Ademler ve Havvalar
Tuğba Sönmez geçmiş dönem çalışmalarını da kapsayacak bir biçimde Galeri Binyıl’da “Ademler ve Havvalar” başlığı altında kişisel sergi açtı. Çalışmalarında Jean Michel Basquiat ve Harun Antakyalı imgelerinin etkisi netlikle görülen Sönmez, fragmanter bir sunumdan hareketle amorf yüzler ve bedenleri resmediyor. Bazen jenital bölgeleri çapraz çizimlerle kapatarak erkek bakışı kodlaması ya da penisi bir yılan biçimine sokarak saldırganlığını deşifre etmesi göze çarpan unsurlardan.
Formları ve içerikleri konusunda farklı bir anlamsallığa uzanan Tuğba Sönmez, yakın dönem içerisinde çalışmaları takip edilmesi gereken isimlerden birisi olarak görülebilir. Resimleri Mersin’den İstanbul’a kadın ve erkek kimliklerinin inşası, birinin diğeri olmadan varolamayacağı “ötekilik” konumlanmaları gibi birçok konuda yeni yapıt okumalarına açık. 19 Haziran’a kadar Galeri Binyıl’da gezilebilir (0212 2403445).
(17 Haziran 2011 tarihli Birgün Gazetesi'nde yayınlandı.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder