8 Mayıs 2011 Pazar

Macbeth! Ya Sev Ya Terket!



Macbeth! Ya Sev Ya Terket


Fırat Arapoğlu


En güzel kadının Kainat Güzeli unvanını alarak seçildiği an, kızın mutluluktan ağlaması ve seyircilerin coşkulu alkışlarıyla hafızalarda yer edinmiştir. Güncel sanatın daimi Kainat Güzeli, geçen yılki performanslarından birisinde jüri üyeleri ve organizasyon için teşekkür konuşmasına başlamış, ama bu teşekkür çığrından çıkarak yaşamındaki erkeklerin isimlerini saymasıyla devam etmişti. Kargart’da izleme şansı bulduğum Deniz Aygün Benba’nın “Fuat- Ali- Kemal- Harun- Burhan- Mehmet” isimli performansı böylece Türkiye’de protokol sıralarının yarattığı kaosu, anlamsızlığı verirken, izleyiciyi Cumhurbaşkanı’ndan Yüksek Öğrenim Kurumu Başkanı’na kadar geniş bir skalada unvanlar konusunda bilgilendirmekteydi. Tabii bütün bu “erkek” baş-kanların sunumuyla, toplumsal cinsiyet konusu irdelenmekte ve kamusal alanla özel yaşamın çizgileri aşındırılmaktaydı.
Deniz Aygün Benba’nın yarattığı karakter Kainat Güzeli bu kez karşımıza “Macbeth! Ya Sev Ya Terk Et” performansı ve bu performanstan fotoğrafların da yer aldığı bir kişisel sergi ile çıkıyor. Shakespeare’in bir hükümdarın katledilmesi ekseninde gelişen olaylar üzerinden kurguladığı oyununun diğer üç trajedisine göre daha kısa olması, doğal olarak performatif bir sunuma rahat adapte edilmesini sağlamış. Kainat Güzeli’nin Macbeth’i Duncan’ı öldürmesinden alıkoyuyormuş gibi yaparken, seyircinin derece derece kavradığı biçimde aslında sadece kendisini düşünüyor olması, iktidar hırsı kadar çağlar-üstü bir davranış kalıbı olarak “bencilliğin” göstergesini sunuyor. Böylece Lady Macbeth kılığındaki Kainat Güzeli’nin sloganları değer kazanmakta: “Macbeth! Kendini İyi Hisset, Haline Şükret, Bana Yardım Et, Kendine Bir İyilik Et, Go to Your Bed, Ya Sev Ya Terket”
BEDEN ÜZERİNDEN POLİTİKA
Mine Sanat Galerisi’nde gerçekleştirilen ve benim Galata Perform’da izleme şansı bulduğum performansın fotoğraflarını, Ditz Fejer’in objektifinden Mine Sanat Galerisi’nde görebilirsiniz. Bunların yanında, özellikle sanatçının iki önemli çalışması daha var. “Güzellik İftihar Edilecek Şeydir” kolajı, Matmazel Araksi Çetinyan ve Feriha Tevfik arasındaki bir çekişmeye sahne olan Türkiye’nin İlk Güzellik Yarışması üzerinden hikâyeleştirilirken, hem yapılan basın alıntıları hem de görselliği ile yakın dönem tarihine dair kadın bedeni üzerinden yürütülen ulus ve ulusal kimlik politikaları ile yüzleşebilmeye olanak sağlıyor. “Bikini Patlaması” ise, bikinin yaratılış hikâyesini özetliyor. Makine Mühendisi Louis Réard ve Jacques Heim tarafından tasarlanan iki parçalı mayo, adını Amerika Birleşik Devletleri’nin nükleer silah denemelerini yaptığı Pasifik Okyanusu’ndaki Bikini Mercan Adası’ndan alıyor. Réard tasarladığı mayonun sadece bir yaz önce Amerika’nın atom bombasının Japonya’da yarattığı etki kadar geniş bir etkiyi insanlar üzerinde yaratacağına inanmaktaydı. Bu şekliyle de kapitalist hırsın vardığı noktayı, Kainat Güzeli’nin Lady Macbeth’in ihtirası ile birlikte okuyabilirsiniz.
Kainat Güzeli büyük-anlatılar üzerine yaptığı yapı-bozumlar, modernist klişelerin güncelleştirmesi ve yorumlamasıyla her performansında farklı bir tasarım ve sunumla karşımızda. Son performansıyla “Şapşal Macbeth’i, Rahmetli Macbeth”i anmış olduk, bakalım gelecek performansta kimleri yad edeceğiz. Yarına kadar Mine Sanat Galerisi’nde (Tel: 0216 3851203)


(Birgün Gazetesi'nin 29 Nisan tarihli nüshasında yayınlanmıştır.)