İfşa Etmek İkna Etmek
Fırat ARAPOĞLU
Uzun bir süreden sonra tekrar merhaba. Açılışından bu yana kaleme almak istediğim Ayşegül Sönmez’in seçkisini yaptığı “Teşhiri İkna/2” sergisini, araya ailevi bir vefat konusu girince ertelemek zorunda kalmıştım. Ayın 16’sına kadar sürecek olan sergi ile ilgili olarak düşüncelerimi en azından serginin kapanmasına kısa bir süre kala sizlerle paylaşmak istedim.
Teşhir nedir?.. Göstermek, sergilemek, herkese duyurmak. Güncel sanatta oldukça önemli bir konum işgal eden bu olgu, Yeni Orta Sınıf sanatçıların ihtiyaç duyduğu bir piyasa koşullandırması olarak karşımızda durmakta. Sanatçının bilgi ve kültür konusundaki tevazusunun yerini artık günümüzde başarı, kariyer, verimlilik ve para ölçütleri alınca, iyi tüketip, iyi yaşayan iddialı, yetenekli ve dinamik, cüretli, ironik ve cool duruşa sahip sanatçı modellemeleri karşımıza çıkmaya başlamış mıydı?
Kültür emekçisi Ayşegül Sönmez, Artsümer’in ikincisini düzenlediği “Teşhire İkna/2” sergisinin seçkisini üstlendi. Serginin en önemli niteliği, galeriye bağlı olmayan sanatçılara yer vermesi. Bu bağlamda galerinin bu yaklaşımı ve sanat eleştirisinin önemli isimlerinden Ayşegül Sönmez’in projeye seçicilik bağlamında dahil olması bu projeyi çekici kılan unsurlardan.
Teşhir Edilenler
Sergide yer alan isimlere bakıldığında, güncel sanatta kendilerine has konumlar işgal eden isimlerin yer aldığı görülüyor. Erkmen Senan, tarihe ve arkeolojiye olan ilgisi üzerinden çalışmaları ile sergide yer alıyor. Örneğin “Hagios Polyeuktos’ta 2010 Halleri” isimli çalışması, tarihle güncelin iç içe geçtiği bir çalışma olarak, bazilika kalıntıları üzerinde bir restitüsyonu imliyor. Lakin bu tekrar canlandırma görüntüsünün içinde kalıntılarda hacet edenlerden tutun da, tinerci yatağı olmasına kadar birçok çarpık kentleşme görünümünü tespit etmek de mümkün. Sahnenin solundaki Bizans saray figürleri ve bizzat Hagios Pelyeuktos’un kendisi de bu durumu espas içerisinde izliyor.
Hale Cumur’un sürreel yaklaşımı “Ehil Deliremezsen Beliremezsin” başlığıyla Salvador Dali’ye birçok göndermenin yer aldığı bir iş olarak tespit edilebiliyor ve içinde mitolojiden ve bilinçaltından birçok öğeyi barındırıyor. Bruce Lee’ye atfettiği sayfaları da fantezi dünyası ile ilgili ipuçları vermekte. Ahmet Doğu İpek’in “Yığın” eskizleri, Doğu kültürünün isimsizliğinden tutun da, günümüz politik ortamında sıklıkla tartışmaya açılan “yığınların seçimi”, “sürü psikolojisi” gibi konulara güncel referanslar veriyor; ayrıca sanatçının çizgi yeteneğini da gayet net gözler önünde.
Cem Yardımcı’nın “Mekan Üzerine Deneme”si, kentsel dönüşüm projeleri kapsamında sıklıkla tartışma konusu edilen ve hala da bu tartışmaların dinmediği Demirören AVM üzerindeki konuyu gündemine alıyor. Özellikle üst üste çakıştırılan görüntüler bu dönüşümü netlikle yansıtan bir çalışma. Hülya Bakkal’ın buluntu malzemelerle gerçekleştirdiği kontrüktif yerleştirmesi, bir duvar heykeli olarak serginin soyut özellik üstlenen ender işlerinden ve diğerlerinden ayrılan önemli yanı da bu. Zulal Ertürk’ün çalışmalarında bir ailesel temsil konusu dikkatleri çekerken, Ali İbrahim Öcal, Leyla Gediz gibi isimlerde şahit olunan bu yaklaşım, sanatçının canlı modelden ya da fotoğraftan çalıştığını ve bununla birlikte iç dünyasını bizlere yansıttığını göstermekte.
Proje Üzerine
Bir teşhir çağında bulunduğumuzu söylemek rahatlıkla mümkün. Zaten Ayşegül Sönmez de Hülya Küpçüoğlu’na verdiği Habertürk’teki röportajında “Bırak ikna etmeyi herkes teşhire hazır. Hatta teşhirci. Hızlı, çabuk kavranılan, gelip geçici zevklerle üretilen işler yapıyorlar” derken bu tespiti yapıyor. Yeni sanatçı modelinin başarı ve kariyer planlamasına dayalı olduğunu düşündüğümüzde, görünür olma saplantısının “kaybetmeye” karşı duyulan korkudan ileri geldiğini söyleyebiliriz. İşte bu noktada “Teşhire İkna/2” sergisi bir nevi bu korkunun ironisini de görünür kılmakta. 18 Temmuz’a kadar Artsümer’de izlenebilir (212 252 42 96 begin_of_the_skype_highlighting 212 252 42 96 end_of_the_skype_highlighting).
(15 Temmuz tarihli Birgün Gazetesi'nde yayınlandı.)