21 Aralık 2011 Çarşamba

Programlanmış Kinetik Heykeller İzleyiciye Ne Anlatır?





Programlanmış Kinetik Heykeller İzleyiciye Ne Anlatır?
Selçuk Artut’un “Sonsuza” Sergisi Üzerine

Fırat Arapoğlu


Doğada hareketin olası durumlarını görünür kılma adına, modern zamanlar için makine ve teknolojinin bir tür olumlanmasını yansıtan, ama günümüz için daha ziyade “oyun” ve “görüntünün doğası” gibi konseptler üzerinden tanımlanan kinetik heykel
uygulamaları, bu kez CDA – Projects’te Selçuk Artut’un “Sonsuza” başlıklı solo sergisinde karşımıza çıkmakta ve sergide yer alan dokuz adet kinetik programlanmış heykel, çok çeşitli kavramları sorgulamaya açmakta.


Kinetik uygulamalar “heykelin” aktüel, “an”lık canlılığı içerisinde hem bir “sürecin” parçası olma durumunu hem de, minimal düzeylerde ele alınsa da, sosyal ve politik bir konumlanmayı vurgulama olasılığına sahip. Bu noktada Artut’un çalışmaları, bu mirasın izlerini üzerinde taşımakla birlikte, bağlam içerisine “günlük yaşam” pratiklerini de dahil etmekte mi? Ya da minimal stilin varlığı, temanın kendisini ele vermede fazlasıyla ketum olarak algılanmasına mı yol açıyor?

“YENİ” MEDYA…

Sanatçının “Sonsuza Yapışık”, “Sonsuza Bahar”, “Sonsuza Beraber”, Sonsuza Karşı, Sonsuza Moment, Sonsuza Genç isimli, dairesel döngüler içerisinde spesifik bir fiziksel durumdan hareketle kavramsallaştırılan çalışmaları, izleyenleri tikel durumlardan sosyal ya da sosyo-psikolojik tümelliklere vardırmakta. Ama çalışmalarda herhangi bir sınıf, cinsiyet, etnisite vb. okumaya dair bir metaforun olmaması izleyiciyi iki noktada yorum yapma olasılığına sevk etmekte: a) Sınıfsal geçişlerin kaygan bir zeminde yürüdüğü bir süreçte homojen bir sınıf kavramının varolmadığının kabulüyle birlikte post-modern bir yorumla karşı karşıyayız b) Ya da hareket eden kürelerin üzerinde, herhangi bir işaretin “kasıtlı” olarak belirtilmemesi noktasında, bu durum izleyiciyi Umberto Eco’nun “açık yapıt” kavramı üzerinden geliştirilmesi amaçlanan bir okumaya doğru yöneltmekte.

“Sonsuza A – B” çalışması, iki nokta arasındaki doğrusal hareketi verirken, yer yer izleyene hız problemlerine dair bir mizahı anımsatmıyor değil; “Sonsuza Düzenlenmiş Kaos” çalışmasında ise, evrenin daimi bir akış halinde olduğundan hareketle Artut’un Herakletios’tan – “Herşey akar” - , Fütürizm’e- Henri Bergson - ve oradan Fluxus’a referanslar taşıdığı gayet açık. Bu daimi akışın kavranması, aslında sanat işlerinin kategorize edilememe iddiasının bir ön-savunması olarak görülebilir.

Etkileşim Aracılığıyla İzleyiciyi Katılımcıya Dönüştürme
Selçuk Artut’un, Joe Jones’un enstrümanlara bağladığı küçük motorlarla interaktif bir etkiyi
sağladığı çalışmalarına yakın bir mantıkta kurguladığı “Sonsuza Anlamsız” heykelini sona bırakmamın nedeni, diğerlerine oranla içerisinde taşıdığı “deneyim” durumundan dolayı. İşi alımlayan izleyicinin “işi” tamamlamak için aktive etmesi gereken bir durumu imleyen çalışma, bu haliyle diğer işlerin kinetikliğinden “etkileşimli” olması bağlamında ayrılmakta ve izleyiciyi aktif bir “katılımcıya” dönüştürerek, Fluxus düşüncesine yakınlaşmakta. Bu çalışmada rahatlıkla, Artut’un sergi kitabının tamamında vurgulamaya çalıştığı mantıksallık içerisinde, “heykel” ve “felsefenin” iç içe geçtiğini ileri sürebilmek olası.

Zen Budizm’in John Cage’in varlığında cisimleşmesi ve dünyanın bu izlekte daimi bir akışkanlık ve değişim içerisinde olduğunun kavranması, Jean Tinguely’nin kinetik yapıtlarında sistemin iskeletini tercihen seyirciye göstermesi, ama Artut’un bunun tam tersi biçimde çalışma yapısını saklaması; öte yandan devreye bir şekilde Nam June Paik’in de girmesi… Bu dizge, Artut’un çalışmalarında sanat tarihsel bağlamda süregelen düşünsel ve tarihsel öncülleri açıklıyor. Zira, Artut’un Replikas grubunun bas gitaristi olmasının da deneysel müzik bağlamında onu, özellikle,
Cage ve Fluxus’a bağladığını görmek mümkün. Öte yandan bu çalışmaların Huizinga’nın “Homo Ludens”ine bağlanmaması için de hiçbir sebep yok, zira kendisinin katalogda bahsettiği gibi – bu katalogun basımının yetkinliği ve kalitesi ile ilgili CDA Projects’i kutlamalıyım – 8 aylık oğlu Kaya’nın kahkahaları en azından benim kulaklarıma kadar geldi. Hız, mekanik, modernizm/post-modernizm, kaos, oyun, etkileşim vs kavramların sorgulandığı “Sonsuza” sergisi 31 Aralık’a kadar CDA – Projects’te (212 251 12 14).
(14 Aralık tarihli Birgün Gazetesi'nde yayınlanmıştır).

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder